19 Haziran 2013 Çarşamba

Şantiyede ilk gün


        İlk şantiye deneyimim bugün Günebakan Anaokulu'nun yapımında bulunmakla başlamış oldu. Kağıthane'de başlanmış olan anaokulu yolunda nasıl bir şeyle karşılaşacağımın merakıyla mahalle aralarındaki daracık sokaklardan geçerken merakımın daha da arttığını söyleyebilirim. Sürekli içinde olduğumuz mekanların nasıl yapıldığını keşfetmek hem de anaokulunun yapım aşamasında katkıda bulunmak için çok heyecanlıydım.   

    On kişilik küçük bir grupla Günebakan Anaokulu'nun önüne geldik. Okul neredeyse bitmişti ve hiçbirimiz şaşkınlığımızı gizleyemedik. Bir diğer şaşkınlığım ise okulun çok küçük bir alana yapılıyor olmasıydı. İlk gün için bize göre yapılacak bir işin olmayacağını öğrendiğimde hayalkırıklığına uğramadım desem yalan olur ama Fatih Bey ve hocamızın inşaat üzerinden verdiği bilgiler benim için değerliydi.
      
         İnşaattaki ilk izlenimim, binanın çok dar bir alana yapılıyor olması dolayısıyla okulun da çok küçük olmasıydı. Aynı zamanda etrafında hiç yeşil alan olmaması da ilk izlenimlerinden biri. Fatih Beye sorduğum ilk soru 'Bu kadarını ne kadar zamanda yaptınız?' oldu. Cevabı duyunca çok şaşırdım çünkü neredeyse binanın tamamını bir haftada yapmışlar. Bu kadar hızlı olmalarının nedenini de sonradan anladım.  Kullandıkları malzeme ve malzemelerin prefabrik oluşları okulun hızlı yapılmasına yardımcı olmuş. Malzemelerin böyle büyük bir avantajı olduğunu öğrendikten sonra bu durumun dezavantajları neler olabilir diye düşünmeye başladım. Sağlamlık? Dayanıklılık?... Kullanılan bu malzemenin adı hafif çelik sistem. Çelik sistem, nakliye ve fiyat açısından kullanışlı bir sistem.  Aynı zamanda panellerin ağırlığını dağıtmakta büyük bir görevi var. 
     
        Çelik sistem kurulduktan sonra üstü farklı boylarda panellerle kaplanmış. Panellerin malzemesi fibersement. İçerideki en büyük panel üzerinden ölçüm yaptık. Öğrendiklerimden bir diğer terim de fuga. İki fuga birbirine dik bir şekilde birleştirilip binanın dört köşesine ekleniyor. 
    
       Binanın bügünkü halinde pencereler daha takılmamış, duvarlarda penceler ve kapılar için panellerin arasında bırakılmış boşluklar vardı. Pencere ve kapıların takım aşamalarını sorduğumda birkaç yeni terim daha öğrendim. Söve, pencere ve kapı kenarlarını döşemek için kullanılırmış. Pencereleri bugün getiremedikleri için yapım aşamasını göremedik. Önümüzdeki birkaç güne geliceğini söylediler, pencereleri planlanmış yerlerine takmak için sabırsızlanıyorum.
      
       Duvarlarda kırmızı delikler vardı. Bu delikler elektrik için gerekli kabloların geçmesi için. Aynı zamanda kabloları gizlemeye de yarıyor. Camlar takılmadan , yani bütün bina kapatılmadan kabloları takamıyorlarmış. Bunun nedenini öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdım çünkü kabloları çalıyorlarmış. Günlük hayatta sürekli kullandığımız şeylerin gerçekte nasıl yapıldığını incelemek
çok değerliydi.
     
     İlk gün yapımda katkıda bulunamamış olsam da mimari terimler öğrenmek , şantiye deneyimini yaşamak benim için çok yararlıydı.

                                                                                                                                   Suzan Bozfakıoğlu
      





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder