20 Haziran 2013 Perşembe

Günebakan Anaokulunda İkinci Gün


       İkinci günüm büyük bir şaşkınlıkla başladı.  Dün bahsettiğim gelecek olan pencereler çoktan gelmiş de takılmıştı. Halbuki pencerelerin takımında yardımcı olacağımızı düşünmüştük. İnşaatın bu kadar hızlı ilerleyebilmesi bizi çok şaşırtıyor.

       Pencereler özel getirtilmiş. Ustalar çok pahalı ve hassas oldukları için dokunmamızı istemediler. Takılana kadar kırılmazsa bir daha hiçbir şekilde kırılmazmış. Anaokulundaki minikler için bu camların özel olarak istenmesini çok uygun buldum. Kırılabilen camlar kazaya neden olabilirdi. Pencereleri kendimiz takamadık ama takılışını dikkatle izledim. Öncelikle dört kenara da takoz denilen siyah bir parça konuluyor. O parça camın iyice oturmasını sağlayıp , kaymasını engelliyor. Cam yerine oturtulduktan sonra hiçbir türlü yapıştırıcı kullanmadan geçmeli sistemle kenar oturtuluyor. Böylece cam sabitlenmiş oluyor. Geçmeli sitemin parçaları tokmak gibi aletle vurularak yerine oturtuluyor. Bu aşamada bin bir ısrarlar aleti ustaların elinden alıp birkaç kez vurdum. O kadar da zor değilmiş! Cam oturtulduktan sonra birkaç deneme yapılarak camın kapanıp açılmasını garantiliyorlar. Bu denemelerden birinde pencerenin tam kapanamadığını fark ettik. Uygun bir şekilde oturtulması için neredeyse elli kez tekrardan yapıldı. Sorunun neden kaynaklandığını anlamak çok önemliydi.

       Tam da yapılacak bir şey yok mu diye gezinirken bu okulu yapan şirketin sahibi Aydın Bey geldi ve bizimle toplantı yapmak isteğini söyledi.  Bu okulun yapımıyla ilgili bilgileri aktardı. Bu sırada çıkan ufak tefek problemlerden de bahsetti. Tuvaletlerdeki tesisatlar için gerekli deliklerin ilk başta yapılmadığını söyledi. Bu da onların sektöründen küçük bir hileymiş. Betonu döken usta o deliği bırakarak devam edeceğine onu düşünmeden her yere dökermiş. Bu durum onların kolayına geliyormuş. Bu yüzden kendi aralarında tesisatla ilgili beyin fırtınası yaptılar.

       Onları düşündüren bir diğer konu ise tuvaletteki yerleştirmeler. Klozetlerin ve lavabonun yerleri hala değişken. Planlanmış durumlar istendiği gibi gitmeyip sahada da kararlar alınabiliyor. Mesela çocukların güvenliği için gerekli korkuluğa karar verilmemiş ve bizim de önerilerimize açık olduklarını söylediler.

       Aydın Beyle bir sonraki aşamaları da konuştuk. İlk önce şap dökülecekmiş ki alçıpan yağmurdan ve kardan zarar görmesin. Fakat şaptan önce mutlaka bütün tesisat ve detaylar bitmeli. Sonraki aşama ise alçıpan. Alçıpan için çok heyecanlı olduğumu söylemeliyim çünkü onu bizim yapacağımızı söylediler. Umarım o da bir sabah geldiğimizde pencereler gibi bitmiş olmaz.

         Bugün tek yaptığım oturup binanın eskizlerini çizmek oldu. Yarın bize de iş vermeleri umuduyla...


                                                                                                                                Suzan Bozfakıoğlu
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder